BÜYÜK ANADOLU YÜRÜYÜŞÜ


Biz, Anadolu insanları Nisan 2011’de köylerimiz, kasabalarımız ve şehirlerimizden çıkarak Ankara’ya yürümeye karar verdik.

Çünkü binlerce yıldır insan uygarlığının beşiği olan Anadolu, bugün eşi görülmemiş bir yıkımla karşı karşıya.Ancak dünya, bu büyük yıkımın farkında değil.

Son on yıl içinde tüm sularımız enerji şirketlerinin eline geçti. Üzerlerine binlerce HES ve baraj kuruluyor. Dağlarımız maden şirketleri tarafından parsellendi, delik deşik ediliyor. Yaşamımız, nükleer ve termik santrallerle tehlike altında. Feryadımızı duyan yok. Binlerce yıldır ekip biçtiğimiz tohumlar, yok olmaya başladı. Ormanlarımız, parça parça kesiliyor.

Bu yıkım sonucunda, tüm insanlığın ortak mirası, dünyanın en eski yerleşim yerleri sular altında kalıyor. Sayısız hayvan ve bitki türünün nesli tükeniyor.

İnsanımız, doğduğu bereketli topraklarda artık doyamıyor. Köyünü, ata toprağını terk ediyor. Binlerce insan şehirlere göç ediyor ve kadim Anadolu kültürleri birer birer yok oluyor. Hızla kalabalıklaşan şehirlerimizde yaşamak her geçen gün daha da zorlaşıyor, maddi ve manevi bedeli artıyor.

Yalnızca bir avuç insanın menfaatini gözeten bu düzen, doğayı, insanları ve kültürümüzü hiçe sayarak Anadolu’nun dört bir yanını işgal etmeye devam ediyor.

Bu toprakları yönetenler, bu yıkıma karşı çıkanların çığlığına kulak tıkıyor ve yıkımı daha da çoğaltıyor. Anlıyoruz ki, onların gözünde artık köklerimizin hiçbir değeri yok.

Bu nedenle biz, Anadolu insanları, Anadolu’yu yaşatmak için kendi halk irademizi kullanmaya karar verdik. Birleşiyoruz!

Biliyoruz ki, her şeyimizi kaybettiğimizde, çalışıp yeniden ayağa kalkabiliriz. Ancak doğamızı kaybettiğimizde asla!

Vicdan sahibi herkesle buluşarak yedi ayrı koldan, 40 gün 40 gece Anadolu’yu arşınlıyoruz ve nehirler gibi akarak Ankara’ya yürüyoruz. Geçmişe olan saygımız ve çocuklarımızın geleceği için, doğanın hakları ve yaşam hakkımız için yürüyoruz.

Suyumuzu, doğamızı, köklerimizi ve Anadolu’yu geri alana kadar, dönmüyoruz.

Hiçbir dil, din, ırk ve siyasi görüş ayrımı gözetmeden, tüm Anadolu insanlarını ve dünya insanlığını bu yürüyüşe katılmaya davet ediyoruz.

ANADOLU'YU VERMEYECEĞİZ!


Detaylı bilgi için:

3 yorum:

  1. Halden Hikayeler dedi ki...
  2. Anadolu'nun gönül ozanı Neşet Ertaş, "Gözleri kör değil kulağı sağır, bütün kainatı bilmekte insan" demiştir ya hani bir türküsünde, bilse de, görse de kirletir kainatı insanoğlu ve ilginçtir ki insanın yok ettiğine yine insan sahip çıkmaktadır, çıkmalıdır... Anadolu insanının renkli kültürünü, coğrafyasını yaşatmak adına çıktığınız bu yolda manevi desteklerimi sunarım size sayın Tutal; yolunuz açık, katılımcınız bol olsun!

  3. Oğuz Tutal dedi ki...
  4. Ne güzel söylemiş Neşet Ertaş ve ne güzel aktarmışsın Kübra, çok sağol. Destek için teşekkürler. Sel olup akıyoruz Ankara'ya.

  5. Halden Hikayeler dedi ki...
  6. Sayın Tutal, iddiayı kaybettim yemek borcumu en kısa zamanda üniversitemiz yemekhanesinde telafi edeceğim, bu arada yorumunuzu göremedim acaba göndermeyi unutmuş olabilir misiniz? Vecizeli sözünüzü duymak isterdik:))

Yorum Gönder