Komplo Teorileri Kısım 1

50 yaş üstü, emekli olmuş ve boş vakti bol dayıların, amcaların komplo teorilerinin sınırlarına kimse yaklaşamıyor. Hele bir de masa da çay varsa bu çay bir nevi katalizör, nitro görevi görüyor. Atmosfere kendini kaptıran abi, kopuyor gidiyor. Geçenlerde Atatürk Kitaplığı'nda araya çıktığım sırada yan masada üçlüyü kurmuş dayılardan birisi sazı ele almış ve şöyle diyordu:

"Abi Bak! Hürriyet gazetesi ilk kurulduğunda gazetenin kurucuları ve devlet bir anlaşma imzalıyor. Anlaşmada diyor ki, Hürriyet gazetesi ilk olarak İsrail'in çıkarlarına hizmet eder ve bu doğrultuda haber yapar (doğrultuda lafını kullanmadı tabi). 

Hemen ardından devam ediyor 

"Sen sanıyor musun ki, ipler senin elinde. İsrail'in! Amerika'da milletvekilleri ilk seçildiğinde ne yapıyorlar biliyor musun? Gizli bir kağıt imzalıyorlar. Kağıtta milletvekilleri ülkenin çıkarı için hareket eder yazmıyor. Bak ülkenin çıkarı için değil. İsrail'in çıkarını ilk olarak düşünür diyor! (Burada vurgu, jest ve mimikler hat safhada tabi). Ama tabi geçiyor artık o işler yavaş yavaş, pek kalmadı eskisi gibi." (O işlerden kastın ne olduğu biraz ihtilaflı). 

Söze devam ediyor. "Marmaray'ı biliyor musun Marmaray'ı. Kaç gündür haberler çıkıyor bak, durdu bozuldu diye. Lan bozulur mu hiç. Japonya başbakanı geldi yerin 62 metre altından geçirilmiş tüpe bindi. Çıkınca ne dedi. Muazzam olmuş dedi. O bile biniyor, bişi olmuyor. Ne olacak. Çekiyorlar tabi imdat frenlerini, gazeteciler de hemen orada hazır bekliyor. Danışıklı dövüş bunlar. İsrail böyle olsun istiyor ama." 

şeklinde devam ediyordu ve geri dönme vakti gelen ben olay mahalinden istemeyerek de olsa uzaklaştım oradan. Bu yaratıcılık, bu hayal dünyası öylece geride bırakılacak şey değildi doğrusu. Kimbilir daha hangi bilinmeyen gerçekler su yüzüne çıkacaktı dayı sayesinde.