Suya Dair - 3

Geçen yazımızı aküferler ile ilgili rakamlar ile kapayıp Suya Dair - 3'de görüşeceğimize dair bir söz vermiştik ve sözümüzü tuttuk.Yazı dizimizin sonuncusu olan bu bölümde kısaca Dünya genelindeki mevcut duruma bakıp olayı toparlamaya çalışacağız.

Baktığımızda suyun yerküremize dağılımının pek de adil olmadığını görmek zor değil.Sadece altı ülke tatlı su kaynaklarının ( Brezilya, Çin, Kanada, Endonezya, Kolombiya ve Rusya tatlı su kaynaklarının, yalnızca yeraltı ve nehir suları dahil, bitkilerin gözeneklerin deki su ve buharlaşma hariç ) yarısından fazlasını elinde tutuyor.




Kanada ise nüfusa oranladığımız da ülkeler içinde en şanslısı.Kanada kişi başına 92.000 metreküpten fazla düşen su miktarı ile diğer ülkelere fark atmış durumda.Ardından gelen ABD, Batı Avrupa ülkeleri ve İzlanda'da kişi başı su düşen su miktarı yıllık yaklaşık olarak 10.000 metreküp.Ülkemizde 1.430 metreküp olan bu rakam, Ürdün'de 138, İsrail'de 124 ve Kuveyt'te hemen hemen 0 ile içler korkunç boyutlarda.Dünya ortalaması ise kişi başına 8.000 metreküp.

Böyle bir tablo karşısında nüfus, gelişmişlik düzeyleri gibi faktörleri de işin içine kattığımızda gelişmekte olan ülkelerde yaşayan her 5 kişiden 1 inin güvenli suya ulaşamadığını görmekteyiz.Belirttiğimiz gibi aslında su kaynakları açısından çok zengin ülkelerde buna bir kanıt teşkil etmekte.Misal bahsettiğimiz altı ülkeden birisi olan Endonezya'da kişi başına 13.000 metreküpten fazla su düşüyor ama halkın 1 / 4 ü sağlıklı içme suyundan yoksun.

Yine tarihsel sürece göz attığımızda 1900 yılına kıyasla su tüketiminin Dünya genelinde 10 kat arttığını görüyoruz.1950 lerde ise kişi başına düşen su miktarı 13.800 metreküp civarında.Dünya nüfusunun yaklaşık 8 - 8.5 milyarı bulmasının beklendiği 2025 yılında ise kişi başına düşen su miktarının 4.800 m3 olacağı tahmin ediliyor.

Birleşmiş Milletler verilerine göre 1,4 milyar insan sağlıklı içme suyundan yoksun.470 milyon insan su kıtlığı çeken bölgelerde yaşamakta olup, bu rakamın 2025 de nüfus artış dağılımının da etkisiyle 6 kat artması bekleniyor.Her yıl 250 milyon insan sudan kaynaklanan salgın hastalıklara yakalanmakta ve yaklaşık 10 milyon kişi hayatını kaybetmekte.Kirli suya bağlı sebeplerden dolayı Dünya'da her gün 4000 çocuğun öldüğü ( 20 saniyede 1 çocuk ) ve 400 milyon çocuğun ihtiyaç duydukları sağlıklı içme suyundan mahrum olduklarını söylemeye dilimiz varmamakla birlikte yazma gereği hissediyoruz.




Az gelişmiş ülkelerde bir kişinin günlük içme, yemek pişirme ve temizlik için kullandığı su miktarı 10 litredir.Afrika ve Asya'da ise bir kadın günde ortalama 6 km yol kat ederek evine 20 litre su taşımaktadır.

Bu karartıcı sonuçların devamı mevcut olup bu kadarının genel hatlarıyla resmi çizmekte yeterli olacağını düşünüyor ve yazımıza son verirken birçok kişinin ve benim de hem fikir olduğu çözüm önerilerinden bir kaçını yazmakta fayda görüyoruz.

Yetersiz gibi gözüken lakin aslında yeterli olmasına karşın ulaşılamayan sağlıklı su kaynaklarına ulaşmada gerçekci ve faydası en üst düzeyde yatırımlar gerçekleştirilmeli.Yani kaynakların optimal dağılımı sağlanmalı.Özellikle gelişmekte olan ve geri kalmış ülkelerde su kıtlığı yaşanması engellenmek isteniyorsa rasyonel nüfus politikaları hayata geçirilmeli.Tarım, endüstri ve bireysel su kullanımında maksimum verimlilik sağlayan yöntemler benimsenmeli ve her şeyden önemlisi üretim ve tüketim kalıplarının radikal bir biçimde inşa edildiği bir yaşam tarzına, kültürüne ihtiyacımız var diye düşünüyorum sevgili okuyucular, bilmiyorum siz ne düşünüyorsunuz.

Bıkmadan, usanmadan bizi okuduğunuz için teşekkür ediyor, bir başka yazıda görüşmeyi temenni ediyorum.

Kaynaklar: Sandra Postel / Suları Nasıl Tükettik, Worldwatch Institue / Dünyanın Durumu 2009, UNDP, ATO Su Raporu.